Savunma Sanayii

“Sü uyur, düşman uyumaz”

Savunma silahlarının üretimi Tüklerin en eski zenaat dallarından olup, ordu teşkilatlanması aile temeline dayanmaktadır. At, avrat, silah üçlemesi ile özetlenen aslında ordudur. Orduda esas olan dilin değişmeksizin türkçe oluşu ve sayıların tüm lehçelerde aynı oluşunun temelinde de ordu teşkilatlanması yatmaktadır. Ordu, Urdu, Orda, Hordus, Ordos kelimeleri de anlamdaş olup, Asya devletlerinde teşkilatlanma ortak paydasına işaret etmektedir; Türkiye, Türkistan, Moğolistan, Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan.

Atamız Oğuz Han’ın “Gün Han, Ay Han, Yıldız Han, Gök Han, Dağ Han, Deniz Han” adlarında 6 (altı) tane oğlu vardır. MÖ 209’a tarihlenen Türk Ordusu Oğuz Kağan vizyonunu sadece kara kuvvetlerine değil tüm kuvvetlere teşmil etme yolunda ilerlemektedir.

Oğuz Kağan’ın oğullarının isimleri de ordulara işaret etmektedir.

Türk devletleri savunma araçlarının üretiminde zamanlarının en son teknolojilerine sahiptiler. Bu ileri teknolojiler sayesinde 3 kıta ve 5 denizin hâkimi konumuna geldiler. Savaş teknikleri konusunda mahir olduklarından mesela Avrupa ordularının başarısız addettiği bir tabanca çeşidini Amerika’dan yüksek miktarlarda temin etmek suretiyle Plevne Müdafaasını geniş bir zamana yayabilmişler ve bu savaşın sonuçları Rus Çarlığının 1917’de yıkımına neden olmuştur.

Türklerin silah sanayileri en gelişkin şekli ile İstanbul’da yeralmakta olup, yeradları ile günümüze kadar gelmiştir; Tophane, Okmeydanı, Levent Çiftliği, Saraçhane, Kazlıçeşme, Silahtar Ağa, At Meydanı.

Dönemin en gelişmiş savunma araçları İstanbul’da Saraçhanebaşı ve Kazlıçeşme’de de üretilmekteydi, deri tabaklama sanayii ve saraçlık büyük ölçüde ordunun ihtiyaçlarına göre üretilmekteydi.

Asya bozkırlarında savaşlar için koşturulan atlar için geliştirilen üzengi Türkleri Asya’nın hâkimi konumuna yükseltmişti. İlk yurtdışı görev yeri olarak 1907 yılında Şam’a tayin edilen Atatürk, Şam kütüphanelerinde Türklerin savaş teknoloji ve taktiklerine yönelik yazma eserler ile de karşılaşacak ve bu bilgileri daha sonra savaşlarda kullanacaktı.

Türklerin demircilik ve dericilikte ileri seviyelere gelmelerinin nedeni savaş araç ve gereçlerinin üretimine yönelik teknolojiler ile ilgiliydi.

Çinlilerden ipek alan Türkler karşılığında yetiştirdikleri atları Çinlilere satıyorlardı. Atçılık sözlüğümüz inanılmaz zenginlikte iken dilimizde de atlar dörtnala koşturuyordu. Dilimize zenginliğini veren fiiller genleşip genişlemekte tek başına bir cümlenin işlevini görmekte idi.

Çinliler savaş teknolojilerini ve düzenlerini Türkler’den öğrenirlerken (at, atçılık, üzengi, demir, ok, yay, deri, at, atçılık, pantolon), Hint kıtasında konuşulan dil de Orduca (Urduca) adını alıyordu.

Sü ve Ordu tabirleri arasındaki farklılık kayda değer idi. Kitabımızdaki bölüm girişlerinde Tonyukuk Yazıtı’nda yeralan Sü referansları sıralanmıştır.

Kırklareli Demirköy’de yeralan demir yataklarında dökülen toplar ile İstanbul surlarında açılan gedikler şehri bize armağan etmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in liderliği ve yerel (demir madeni) ile yabancı teknolojik (topçu Urban) kaynakların bileşkesinde İstanbul fethedilmiştir.

Kazlıçeşme Deri Sanayii Hasan Yelmen (        ) tarafından iki cilt halinde kitaplaştırılmıştır.

Orda bir gönüllüler teşkilatlanması idi ve merkezde ideal birlikteliği vardı. Bu sağlam teşkilatlanma temeli daha sonra Urdu ve Hordus’u da ortaya çıkaracaktı. En temelde de Oğuz Kağan’ın ondalık sistemi yatıyordu. Onbaşı, Yüzbaşı, Binbaşı ile devam ediyordu.

Savaş Sanatı’nı bir filozof sistematize etmişti; Aristoteles. Yeniçeri sistemi de şaşırtıcı bir biçimde aslında Platon ideali idi. Yeniçeri, Eflatun’da anlatılan ordudur. İncelemek lazım.

Savunma Sanayii Liderleri çöküş döneminde ve cumhuriyetin başlangıç yıllarında çıktılar. Bilhassa ABD ile 2.Dünya Savaşı sonrası gelişen bağımlılık neticesinde Killigil, Zümrezade, Demirağ ve Hürkuş’un kurucu insiyatifleri hep baltalandı ve doğum sürecindeki Savunma Sanayii yokedildi. Geriye kalan ise “sel gider kum kalır” misali  kalıcı bir mirastır ki bu miras 1998’den başlayan Türk Ordusu’nun kendi doktrinini geliştirmeye başlamasının neticesinde, 21.yüzyıl ile birlikte özkaynaklara dönüş gerçekleşmiştir.

Hunlar’dan başlayarak denize de komşu olan Türkler, Tonyukuk ile tekrar Talay’a (Okyanus) ulaştılar.

Tuna Donanması ve Mimar Sinan gemileri de incelenmesi gerekli konulardır. Gemi, deniz de Türkçe kelimelerdir.

Türkçenin kelimelerinde cümlelerinde atlar koşturur, at nallarının sesleri duyulur, fiil dilidir, aktiftir.

Savunma sanayii araçları Kıbrıs Harekâtı ile ilk canlanışı yaşar.

ABD’nin ıskarta uçakları

Savaş Akademisi (Aristo, İskender)

Askeri Strateji incelenmemiştir. (Tonyukuk kitabı, ABD’li uzman)

Türk Stratejik Yazımının Temel Eserleri  “Batılı bilim insanları uzunca bir süredir, stratejiyi ve stratejik düşünceyi, savaş prensipleri ve bir dizi diğer kuramsal çerçevede tanımlamaya çalışmaktadırlar. Soğuk Savaşın son bulmasından itibaren,  bunlardan bazıları, “stratejik kültür” ya da “savaşma yöntemleri” üzerine yoğunlaşan çalışmalarla, stratejik düşünceyi kültürel boyutuyla açıklayan küresel yaklaşımlarla bu çabalara katkı sağlamaktadırlar. Bu makalede, bazı ulusların, klasik ve temel stratejik birikimlerinden kaynaklanan ve millî kültürlerinden yansıyan, özgün stratejik yaklaşım veya gelenekler geliştirdiği ana fikri esas alınmıştır. Bu kapsamda, Çin ve Yunan stratejik gelenekleri bütünüyle çalışılmıştır, ancak Türk stratejik geleneğine ilişkin olarak bugüne kadar yapılan araştırmaların yetersizliği, Batı bilim dünyasında bir boşluk oluşturmaktadır. Makalede, Çin ve Yunan stratejik yazınına ilişkin özet bilgiyi müteakip, Türk askerî kültürünün araştırılmasının önündeki engeller hakkında bilgi verilmiş ve bu kültürün temelini oluşturan eserlerin bir listesi sunulmuştur. Orhun Kitabeleri ile başlayıp Nutuk ile son bulan bu listeyle; birbirinden farklı yedi temel eserin aynı anlayışla bir bütünü oluşturduğu savı ileri sürülmüştür.  Anahtar Kelimeler: Strateji, askerî tarih, Türk stratejik düşüncesi, Avrasya tarihi.  The Classics of Turkish Strategic Literature. Keywords: Strategy, Military History, Turkish Strategic culture, Eurasian History. MSci Eisenhower School and MA, Naval Postgraduate School, Türk Stratejik Yazımının Temel Eserleri, Richard Outzen (21yyte.org/kose-yazisi-yazdir/7759)  OUTZEN Richard, “The Classics of Turkish Strategic Literature”, Milli Güvenlik ve Askeri Bilimler Dergisi, c. 1, S. 3 (Yaz 2014), s. 33-66. (15. ve 17. Sayfada Tonyukuk geçiyor)

Araba üretiminde lider konumda olan ülkemizin maalesef bir araba markası bulunmamaktadır. Araba sanayii fabrikaları hızla savunma sanayii ünitelerine dönüşebilmektedir. Thysen, Krupp, Araba fabrikaları, tank

Oğuz Turan, Suat İlhan, Niyazi Ucuzsatar’ın çalışmaları dışında Türklerin Savaş Bilimi’ni araştıranlar ile karşılaşılmamaktadır.

İlave Kaynaklar:

  • Oğuz Turan
  • Halil Bey Konferansı ASAM
  • Ömür Çelikdönmez Kıbrıs (İnönü, Demirel, çıkarma gemisi)

Türklerin iktisadi faaliyetlerinin temeli madencilik ve hayvancılığa dayanan savaş ekonomisi idi. En dâhiyane savaş aleti olan ok Türkler tarafından geliştirilmiş ve atlar savaşlarda sürekli kullanılmıştı.

Türklerin yüreği Devlet ve Askerlik ile doludur. Büyük İskender tarafından MÖ 300’lerde başlatılan Savaş Bilimi, Türklerde de mevcuttur. Mete Han MÖ 100 lü tarihlerde strateji ve taktikleriyle  Savaş Bilimini ortaya koymuştur. Bu konudaki yazılı belgeler Çin metinlerinde mevcuttur ve Türk tarihçileri tarafından araştırılması yeni bilgileri ortaya çıkarabilir. Mete Han’ın sarayındaki Çinli kâtipler yazışmaları kayda geçiriyorlardı.

Aristo tarafından başlatılan Savaş Bilimi ve Eflatun tarafından sistemleştirilen Devlet Felefesi’ne ayniyle Türklerde rastlamaktayız.

Kaynak ve Teşekkür

  • Mahmut Arslan
  • Teoman Duralı (konferanslar 1-2)

 

 

 

 

leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler