Notice: _load_textdomain_just_in_time işlevi yanlış çağrıldı. td-cloud-library alan adı için çeviri yüklemesi çok erken tetiklendi. Bu genellikle eklenti veya temadaki bazı kodların çok erken çalıştığının bir göstergesidir. Çeviriler init eyleminde veya daha sonra yüklenmelidir. Ayrıntılı bilgi almak için lütfen WordPress hata ayıklama bölümüne bakın. (Bu ileti 6.7.0 sürümünde eklendi.) in /var/www/vhosts/agaoglulevent.com/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 6121
İhsan Fazlıoğlu Kitapları: İçindekiler - Levent AĞAOĞLU - Page 49
Ana Sayfa Blog Sayfa 49

İhsan Fazlıoğlu Kitapları: İçindekiler

0

Kitapları İçindekiler


KİTAPLAR

  1. Fazlioğlu İ. , “Işk Imiş Her Ne Var Âlemde / İlim Bir Kîl Ü Kâl Imiş Ancak: Fuzûlî Ne Demek Istedi?”, Klasik Yayınları, İSTANBUL, 2011, PaperSense, 2014
  2. Fazlioğlu İ. , “Nasîruddin Tûsî, Tahriru Usuli’L-Hendese Ve’L-Hisab [Eukleides’In Elemanlar Kitabının Tahriri]”, Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Yayınları, İSTANBUL, 2013
  3. Fazlioğlu İ. , “Kayıp Halka: İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin Anlam Küresi”, Papersense, İSTANBUL, 2014
  4. Fazlioğlu İ. , “Akıllı Türk Makul Tarih”, Papaersense, İSTANBUL, 2014
  5. Fazlioğlu İ. , “Kendini Aramak”, Papersense, İSTANBUL, 2014
  6. Fazlioğlu İ. , “Soruların Peşinde”, Papersense, İSTANBUL, 2015
  7. Fazlioğlu İ. , “Kendini Bulmak”, Papersense, İSTANBUL, 2015
  8. Fazlioğlu İ. , “Derin Yapı”, Papersense, İSTANBUL, 2015
  9. Fazlioğlu İ. , “Sözün Eşiğinde”, Papersense, İSTANBUL, 2015
  10. Fazlioğlu İ. ,Nazari Ufuk: İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin  Zihin Penceresi, İSTANBUL, 2016  

http://www.papersense.com/urun/ihsan-fazlioglu-kitapligi_23.html

Derin Yapı

Kendini Aramak
Kendini Bulmak

Akıllı Türk Makul Tarih

Kayıp Halka
Fuzuli Ne Demek İstedi?

Sözün Eşiğinde

Soruların Peşinde

Kitap ve Kitap Bölümleri
Fazlioğlu İ. , “Soruların Peşinde”, Papersense, İSTANBUL, 2015
Fazlioğlu İ. , “Kendini Bulmak”, Papersense, İSTANBUL, 2015
Fazlioğlu İ. , “Seyyid Şerif’in Nefsü’l-emr Nazariyesi ve Matematik Bilimlere Uygulanması: Şerhu’l Mevakıf Örneği”, İslam Düşüncesinde Süreklilik ve Değişim: Seyyid Şerif Cürcani Örneği, Cüneyt Kaya, Ed., Klasik Yayınları, İstanbul, ss.163-197, 2015
Fazlioğlu İ. , “Yeni Bir Ahlak Nazariyesi: Tarihin Bir Türevi Olarak Ahlak”, Ahlakın Temeli, Ömer Türker, Ed., Nobel Yayın Dağıtım, İstanbul, ss.41-55, 2015
Fazlioğlu İ. , Fazlıoğlu Ş. , “Cezerî’nin Olağanüstü Makineleri”, Çeviri, Papersense, İSTANBUL, 2015
Fazlioğlu İ. , “Derin Yapı”, Papersense, İSTANBUL, 2015
Fazlioğlu İ. , “Sözün Eşiğinde”, Papersense, İSTANBUL, 2015
Fazlioğlu İ. , “Kayıp Halka: İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin Anlam Küresi”, Papersense, İSTANBUL, 2014
Fazlioğlu İ. , “Selçukluluk Devrinde Anadolu’Da Felsefe-Bilim -Bir Önsöz-“, Anadolu Selçuklu Uygarlığının İzinde, M. Baha Tanman, Ed., Kayeseri Büyükşehir Belediyesi ve Selçuklu Uygarlığı Müzesi, Kayseri, ss.41-73-, 2014
Fazlioğlu İ. , “Akıllı Türk Makul Tarih”, Papaersense, İSTANBUL, 2014 (Link)
Fazlioğlu İ. , “Kendini Aramak”, Papersense, İSTANBUL, 2014 (Link)
Fazlioğlu İ. , “Fuzulî Ne Demek İstedi?”, Papersense, İSTANBUL, 2014 (Link)
Fazlioğlu İ. , “Nasîruddin Tûsî, Tahriru Usuli’L-Hendese Ve’L-Hisab [Eukleides’In Elemanlar Kitabının Tahriri]”, Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Yayınları, İSTANBUL, 2013
Fazlioğlu İ. , Ragep F.J., “Archimedes Among The Ottomans: An Updated Survey”, in: From Alexandria, Through Baghdad, Surveys and Studies in the Ancient Greek and Medieval Islamic Mathematical Sciences in Honor of J.L. Berggren, Nathan Sidoli, Glen Van Brummelen, Eds., Springer, London/Berlin , Berlin, pp.239-253-, 2013 (Link)
Fazlioğlu İ. , “Harranlı Matematikçilerin Matematiğin Oluşumundaki Katkıları”, Şafak Ural’a Armağan, Yüksel Y., Ed., Alfa, İstanbul, ss.223-236-, 2012
Fazlioğlu İ. , “Işk Imiş Her Ne Var Âlemde / İlim Bir Kîl Ü Kâl Imiş Ancak: Fuzûlî Ne Demek Istedi?”, Klasik Yayınları, İSTANBUL, 2011
Fazlioğlu İ. , “Bilen Bir’I Bilir: Topçu’Da Bilgi Ve Bilim Sorunu”, Nurettin Topçu, Kara İ., Ed., Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, ss.210-223-, 2009
Fazlioğlu İ. , “Türkiye’De/Türkçede Felsefe: Vii. Oturum”, Türkiye’de/Türkçede Felsefe Üzerine Konuşmalar, Kaya C., Ed., Küre Yayınları, istanbul, ss.201-255-, 2009
Fazlioğlu İ. , “Altın-Orda Ülkesi’Nde İlk Matematik Kitabı: Hesap Biliminde Şaheser [Et-Tuhfe Fî Ilmi’L-Hisâb]”, Teoman Duralı’ya Armağan [Bir Felsefe-Bilim Çağrısı], Çakmak C., Ed., Dergah Yayınları, istanbul, ss.224-259-, 2008
Fazlioğlu İ. , “Ali Kuşçu’Nun El-Risâlet El-Muhammediyye Fi El-Hisâb Adlı Eserine Kâtip Çelebî’Nin Yazdığı Şerh: Ahsen El-Hediyye Bi-Şerh El-Muhammediyye”, in: Türk Dilleri Araştırmaları 17, Öztopçu K., Eds., Simurg Yayınları, istanbul, pp.113-125-, 2007
Fazlioğlu İ. , “Anadolu Selçukluları Ve Beylikler Dönemi Türk Felsefe-Bilim Tarihine Önsöz”, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlığı, Ocak Ahmet Y., Ed., Kültür Bakanlığı Yayınları, ANKARA, ss.413-427-, 2006
Fazlioğlu İ. , “Uygulamalı Geometri’Nin Tarihine Giriş: El-İkna Fi Ilmi’L-Misaha”, Dergah Yayınları, İSTANBUL, 2004
Fazlioğlu İ. , Şeşen R. , İzgi C. , Akpınar C., “Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi”, IRCICA Yayınları, İSTANBUL, 1997

Dimetoka, Cemil Meriç’in Baba’sının Doğduğu Rumeli Diyarı

0

https://en.wikipedia.org/wiki/Maritsa

http://www.distancefromto.net/
didimoticho to EDİRNE: 47 km..DİDİMOTİCHO to Pazardzhik: 257 km
https://en.wikipedia.org/wiki/Didymoteicho

Cemil Meriç: 1916’da Reyhaniye’de (bugünkü Reyhanlı) dünyaya geldi. Balkan Savaşları sırasında Dimetoka’dan göçmüş bir ailenin çocuğu idi. Babası, Dimetoka’da hakimlik yapan Mahmut Niyazi Bey, annesi Zeynep Ziynet Hanım’dır. Babası Mahmut Niyazi Bey Antakya’da Ziraat Bankası Müdürlüğü ve mahkeme reisliği yapmıştır. Yedi yaşına kadar Antakya’da yaşayan Cemil Meriç, babasının memuriyetten ayrılması üzerine ailesi ile birlikte Reyhanlı’ya döndü. Reyhanlı Rüşdiyesi’nde ilkokulu bitirdikten sonra yeniden Antakya’ya gitti. Fransız idaresindeki şehirde Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi’nde okudu. Bu okulda iken gözlerinin 6 derece miyop olduğu anlaşıldı. İlk yazısı olan “Geç Kalmış Bir Muhasebe” başlıklı makalesi yerel Yenigün gazetesinde yayımlandı. On ikinci sınıftayken, milliyetçi tutumu, yayımlanan bir yazısı ve bu yazıda bazı hocalarını eleştirmesi yüzünden lise diplomasını alamadan okulu terk etmek zorunda kaldı. Lise öğrenimine devam etmek üzere İstanbul’daki Pertevniyal Lisesi’ne gitti. Bu sırada Nazım Hikmet ve Kerim Sadi başta olmak üzere dönemin solcu aydınlarıyla tanıştı. Kaynak: Vikipedi

Baba tarafi Rumelili

Ümit Meriç’in baba tarafi Rumelili. Meriç Irmagi’nin öte yakasindaki Dimetoka’dan. Dedesinin dedesi Dimetoka’da müftülük yapan Hafiz Idris Efendi. Dedesinin babasi Kaymak Ahmet Efendi tüccardir. Cemil Meriç’in babasi Mahmut Niyazi Bey Dimetoka’da hakimlik yaparken akrabasi Zeynep Ziynet Hanim’la evleniyor. Balkan Savaslari’nin yakici rüzgari Meriç ailesini, Hatay’a kadar sürükler. Cemil Meriç 1916’da Reyhanli’da dogdu. Yabanci Diller Yüksek Okulu’nu 1942’de bitiren Cemil Meriç, Cografya Ögretmeni Fevziye Mentes ile evlendi. Bu evlilikten Mahmut Ali ve Ümit Meriç dünyaya gelir. 16 Aralik 1946’da Zeynep Kamil Hastanesi’nde dogan Ümit Meriç’in ayagi ugurlu gelir. Cemil Meriç Edebiyat Fakültesi’nde Fransizca Okutmani olarak göreve baslamistir. http://www.enfal.de/gun23.htm

1877 Babası Mahmut Niyazi Bey’in yaklaşık doğum tarihi.

1912 Balkan Harbi sırasında ailesi Yunanistan/Dimetoka’dan Hatay’a göç eder.

http://www.haberler.com/cemil-meric/biyografisi/

balkanpazar dimetoka https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=balkanpazar%20dimetoka

uşşaki dergahları  http://www.ussaki.com/v2/dimetokada-ussaki-dergahlari/

unutulan osmanlı başkenti dimetoka  http://medyaburada.com/unutulan-osmanli-baskenti-dimetoka/

bektasi tekkeleri giritten kibrisa kadar uzanir. Hatta dimetoka dergahindan surulen dervisler kibris ve girit’e gonderilirmis

Dimetoka Seyyid Ali Tekkesi bölgenin önemini ortaya koyuyor. Yunanistan bu açıdan (Alevi/Bektaşi) diğer Balkan ülkeleri gibi

Balkanlar’da Osmanlı’dan önce Peçenek Türkleri vardı. Hristiyan olanların bir kısmı Müslüman oldu. Dimetoka örneği: https://twitter.com/TrakyaBalkan/status/654745860933181440

1913: Meriç’in solundaki mavili bölge 2.Balkan Savaşı sonrası Osmanlı’da kaldı (Dimetoka dahil) ama Bulgarlara hediye etti İTC

Dimetoka Maddesi; İslam Ansiklopedisi
http://www.tdvia.org/dia/ayrmetin.php?idno=090305

Şeyh Bedreddin https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeyh_Bedreddin

Şeyh Bedreddin, Edirne yakınlarında ve Karaağaç ile Dimetoka arasında kalan Samona kalesinde doğduğundan kendisi Samavna kadısıoğlu diye tanınmıştır.

Samona Köyü http://www.edirnekirkpinar.com/tr/yazi/5-projeler/39-dijitallestirme-projesi

http://www.haber10.com/fotogaleri/spor/boyle_kirkpinar_gormediniz-491947?#image-16

Bedreddin’in Abdulaziz adındaki dedesi Selçuklu sultanlarısoyundanmış ve Hafız Ali’nin anlattığına güre Osmanlılar Rumeli’yi istilaya başladıklarında katıldığı Dimetoka savaşında şehit düşmüş. Abdulaziz’in oğlu İsrail, Dimetoka Rum beyinin kızıyla evlenmiş ve 1357-1359 yılları arasında, Melek adı verilen bu kadından Bedreddin dünyaya gelmiştir Bedreddin Mahmud’un doğum yeri, Edirne yakınlarında bugün Yunanistan’da bulunan Karaağaç-Dimetoka arasında bulunan Simavna (Samona) kalesidir. Babası burada kadılık gürevinde bulunduğundan, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin adıyla tanınmıştır. http://www.ismailkaygusuz.com/419/550/355-355.html

Şeyh Bedrettin’in Hayatı  Şeyh Bedrettin 1358-1359 yıllarında Edirne yakınlarında Karaağaç ile Dimetoka arasında  bulunan Samona’da doğdu. Babası İsrail, Simavna Kadısı olduğu için bu adla anılmaktadır. Fakat  sonradan tam bir yakıştırmadan ibaret olan Kütahya’nın Simav ilçesine bağlanarak Bedrettin-i Simavi adıyla anılmaya başlanmıştır. Babası İsrail, Samona(Simavna)’nın hem kadısı hem kale komutanı, annesi ise Dimetoka Kalesi Rum Beyi’nin kızı olup sonradan Müslüman olan Melek Hatundu. https://alevikutuphanesi.wordpress.com/tag/seyh-bedrettin-isyani-seyh-bedrettinin-hayati/

KIRKPINAR GÜREŞLERİ’NİN HALKBİLİMSEL AÇIDAN İNCELENMESİ MEHMET DERVİŞOĞLU  dspace.trakya.edu.tr/jspui/bitstream/1/1439/1/0099800.pdf

Tarihi süreç dâhilinde Süleyman Paşa’dan sonra Rumeli’nin fethiyle Şehzade Murat vazifelendirildi. Edirne’yi almak isteyen Şehzade Murat ve arkadaşları bu uğurda stratejik öneme sahip kaleleri bir bir almaya başladılar.1361’de Edirne fethedildi. (Osmanlı Tarihi, 2005: 167) Edirne’nin fethinden sonra Şehzade Murat, şehit olan arkadaşlarının anısına bugün Yunanistan’da kalan Samona’da Kırkpınar Güreşlerini başlatmıştır.

Bununla ilgili de tarihi bir kaynakta güreşlerin yapıldığı Samona Köyü’nün ismi “Semaviyye” olarak bizzat geçmektedir. Bu belge Dimetoka‘nın fethinde bulunmuş olan beylerden İsrail Bey’in oğlu, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Mahmut’un torunu, Halil’in yazmış olduğu manzum tarihdir.

Şah Süleyman ile yidi kişiler,
Keştî ile Rum iline geçtiler.
Gazi Ece, Gazi İsrail biri,
Gazi Abdülmü’min ol şeh-i ceri.
Bir dahi vardı Hacı İlbiği,
Rum iline oldı bunlar il beği

Az zeman içinde çok itdi fütuh,

50 Oruç Bey’in yazdığına göre, Süleyman Paşa’nın ve Umur Bey vefat ettikten sonra dahi Rumeli’ne
yapılan savaşlarda gayb ehline görünmüşlerdir. (Öztürk, 2007: 21)
167

Sonra atdan düşdi itdi rûh.
Ruhına rahmet anun iy din eri,
Bolayır’da kodılar ol serveri.
Gazi Hünkâr geçdi ol şâh yiriııe,
Memleket ahd-eyledi her birine.

Bir nice günler seğirdim kıldılar,
Dimetoka‘nın yöresin aldılar.

Ahd ü peyman ile Dimetoka‘yı,
Aluban zâbt-itdi H a c ı İ1biği.
Pes Tekur giriceğiz ol dem ele,
Gazi İsrail dahi girdi yola.
İçlerinde Gazi İsrail ki var,
Ol asırda âlim idi iy yâr.
Taksim itdi cümleye çoğın azın,
Kendü-çün alıkodı Bân’ın kızın.
Virdi adını Melek kaazi’l-kuzat,
Toğdı Mahmud nâm oğıl melek-sıfat.
Yidi yüz altmış’da toğırıışdı lamam,
Olmamışken Edrene Dârü’s-selâm.

Turdığı kal’a Semâviyye idi,
Kimsesini kendüye ev eyledi.
Anda toğdı oğlu (ol) Mahmud nam,
Anun içün ol ârâ oldı makam.
Mezraa kıldı Semâviyye köyün,
Cebe cevşenle çıkuban ol hemin.
Sürdürirdi çift tâ ahşamadek,
Çok hatarla öyle çekerdi emek.
Feth olunca Edrine ol dem iy yâr,
168
Şehre girdi gelüben ol şehriyar.” (Kahraman, 1997: 13-14)

Tüm bunlardan başka efsanenin tarihle ilişkisini kanıtlayan belgeler arasında 1901 tarihli Edirne Salnamesi’nde bahsedilen Selim Mezarı ve Kırkpınar Çeşmesi vardır. Selim Mezarı diye anılan yer Kırkpınar’da şehit olan iki yiğitten biri olan Selim Pehlivan’ın mezarı, Kırkpınar Çeşmesi’de kaynayan ırmağın suyu olabilir. Ya da burada dikkat etmemiz gereken husus, Türklerin ırmak sözcüğünü kullandığı anlamlardır. Şöyle ki; bizim bugün kullandığımız pınar kelimesinin kökü Oğuz Türklerine dayanmaktadır. Bunu Divan-ı Lügat’it Türk’te ve Dede Korkut’ta görmemiz mümkündür. Pınar kelimesi, 17. Yüzyıla kadar çeşme kelimesiyle beraber kullanılagelmiştir. Bununla ilgili Bahattin Ögel Türk Mitolojisi isimli eserinin 2. Cildinde şunları söylemektedir.

“ 15. Yüzyıl Anadolu kaynaklarında görülen kuyu kazmak, pınar akıtmak anlayışı da bizim bildiğimiz pınar, su gözü, göze değildir. Pınar akıtma bir çeşme olsa gerektir. “(Ögel, 1995: 362)
Bu açıklamaları göz önüne aldığımızda 17. Yüzyıldan önceki bir tarihle  ilişkilendirilen efsaneye konu olan pınarların ya da pınarın, çeşme kelimesiyle karşılanmış olabileceğini düşünmek yanlış olmaz ki, Kırkpınar Çeşmesi51 diye 1901 Salnamesi’nde bahsedilmektedir.

Kırkpınar Efsanesi etrafında oluşan Efsanelerde ismi geçen Kızıl Deli’de gerçek bir şahsiyettir. Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan “Kolenizatör Türk Dervişleri” isimli kitabında Deli Kızıl Sultan’ın Yunanistan’ın Dimetoka Şehri’nde türbe ve dergahının bulunduğunu yazmaktadır. Bugün bu türbe Sofular’a bağlı, Ruşanlar ve Babalar Köyü arasında bulunmaktadır. Ayrıca Dimetoka’nın hemen yanından akan çayın ismi Deli Kızıl Sultan Deresi’dir. (Delice, 2006: 51)

Dimetoka

2. beyazıtın dogum yeridir ayrıca bektasi dergahlari ile un salmıstır
kısa bir donem osmanli imparatorlugu baskenti de olmustur.

yunanistanın evros vilayetinde, türkiyeye 2,5 kilometre uzaklıktaki trakya kenti. icinden kızıldeli nehri akmaktadır.

1351 yılında murat hudavendigar doneminde fethedilip turklerin avrupadaki ilk baskenti olmustur.
birinci balkan savasında bulgarlar tarafından isgal edilen kent daha sonra istanbul antlasmasıyla tekrar osmanlıya verilmistir. ancak almanyanın istegi uzerine 1914 te bulgaristana hediye edilmistir. 27 kasım 1919 da neuilly barıs antlasmasıyla yunanistana bırakılan kent, 1941-1945 arası nazi isgali yasamıstır.

halen az sayıda batı trakya turk*unun yasadıgı kentte yunanistanın 3 muftulugunden biri bulunmaktadır. (bkz: muftuluk sorunu)
kentte cami, hamam gibi bir cok osmanlı eseri bulunmaktadır.

pazarkule sınır kapısından 40 km kadar güneydedir.
türkiye sınırında bir yunan kasabasıdır.

şehrin en dikkat çekici yanı eski kalenin olduğu bölgedir. eski kaleye çıkarken uzun yıllar osmanlı egemenliğinde kalmış olmanın etkisini gayet net hissedersiniz. eski sokaklar, cumbalı, ahşap evler ve camiler etrafınızı sarar. iki tane cami vardır. biri halen kullanımda olan bir mahalle camisidir. diğeri isi gayet heybetli bir camidir. ancak bu cami ibadete açık değildir. minaresinin üst kısmı yıkılmış, çöken tavanı ise sonradan bir şekilde kapatılmıştır.

dimetoka kalesine çıkıldığında, koca ovanın ortasında nasıl bu kadar büyük bir kaya kütlesi olur diye sorar insan kendi kendine. eki dimetoka yerleşimi işte bu devasa kaya üzerin ekurulmuştur. kale meriç ovası ve dünyanın doğu yanına hakim bir şekilde yükselir. etkileyicidir. kaleden bakınca yıllarca osmanlı hanedanının ikinci adresinin dimetoka olması hiç şaşırtıcı gelmez insana.
kalenin bazı surları ve bazı binaların kalıntıları halen ayaktadır.
30 km güneyinde sofulu kasabası vardır.

cemil meriç’in ailesinin hatay’dan önce yaşadığı yerin ismi.

isveç kralı demirbaş karl’ın iltica yıllarında ikamet ettirildiği yer.

batı trakya’da bir şehir. fazla irredentalist hayallere sahip değilim. ama ne zaman bu şehrin adı geçse içim bir cız eder, dimetoka’nın türkiye’de olmadığına hayıflanırım. dünya savaşında yanımızda savaşa girsinler diye kendi elimizle 1915’te bulgarlara hediye ettiğimiz tarihi osmanlı şehridir dimetoka, edirne’nin mütemmim cüzüdür. bugün ise yunanistan’ın bir parçası.

lozan müzakereleri sırasında da türkiye dimetoka’nın iadesi için kastırmış, ancak ingiltere’nin türklere meriç nehrinin ötesinde zırnık koklatmama konusundaki kararlılığı karşısında geri basmak zorunda kalmıştır.

i. murad döneminde fethedildiği 1361 yılından, londra antlaşması gereğince bulgaristan’a bırakıldığı 1913 yılına kadar yaklaşık 552 yıl osmanlı kenti olmuş şehir. edirne’deki eski saray inşa edilirken 5 yıl boyunca i. murad tarafından fiilen başkent olarak kullanılmıştır. bu nedenle dar’s saltanat adıyla anılmıştır. i. murad’ın oğlu yıldırım bayezid’in doğum yeridir.
fetret döneminde, musa çelebi’nin hükûmet merkezi olmuştur.

Kaynak: Ekşi Sözlük

İhsan Fazlıoğlu: İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihi

0

1000 yılı aşkın İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait halihazırdaki kaynak ve envanter kısıtlarının aşılarak, ortaya çıkarılması yönünde, Prof Dr İhsan Fazlıoğlu 2014, 2015, 2016 yıllarında 3 kitap yayınlamıştır.  

  • (2014) Fazlıoğlu İ. , “Kayıp Halka: İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin Anlam Küresi”, Papersense, 2014
  • (2015) Fazlıoğlu İ. , “Derin Yapı, İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin Kavram Çerçevesi”, Papersense, İSTANBUL, 2015
  • (2016) Fazlıoğlu İ., “Nazari Ufuk: İslam-Türk Felsefe-Bilim Tarihinin  Zihin Penceresi”, İSTANBUL, 2016
Bu eserlerle Felsefe-Bilim Tarihimizin;
  • Anlam Küresi,
  • Kavram Çerçevesi,
  • Zihin Penceresi

incelenmiştir.

Eserlerde en çok referans verilen düşünürler de ayrıca aşağıda listelenmiştir.

……………………………………………………..
İÇİNDEKİLER

Kayıp Halka:  

  • Bu topraklarda bizim mensup olduğumuz kültür nasıl bir nazarî düşünce tecrübesi yaşamıştır?
  • Bu kültüre mensup insanlar ne düşünüyorlardı, nasıl düşünüyorlardı, niçin düşünüyorlardı?
  • Başka bir deyişle, ne tür soru ve sorunlara sahiplerdi; dertleri ne idi; bu sorunları, dertleri nasıl kavramsallaştırıyorlardı; hangi yöntemleri kullanıyorlardı ve çözümlerini üretirken ne tür bir kendilik bilincinin içinde hareket ediyorlardı?

Muhtelif zamanlarda kaleme alınmış altı makaleden oluşan bu kitap işte bu soruların yanıtı için genel bir çerçeve çizmeye, bir kılavuz oluşturmaya çalışıyor.

Kayıp Halka
Çizelgeler (Türk Felsefe-Bilim Tarihi’nin Seyir Defteri)

Selçuklu Osmanlı Çizgisi Felsefe Bilim Tarihi 

  • Kelami Çizgi
  • Hikemi Meşşai Çizgi
  • İrfan-i Nazari Çizgi
  • İşraki Çizgi
  • Riyazi Çizgi

Türk dönemi İslam felsefe-bilim geleneğinin muhtelif alanlardaki seyri, esas alınan ilkelere göre farklı şekillerde tasnif edilebilir.

Ancak biz burada bazı sahalara ilişkin, Selçuklu-Osmanlı çizgisinde hayat bulan felsefe-bilim tarihinin içeriğini geriye doğru ekteki şemalarla göstermeye çalıştık.

Elbette bu şemalar, henüz bilgin ve eser seviyesinde bile dökümü tam anlamıyla çıkartılmamış bir medeniyet için eksiktir.

Bu eksiklikler, ancak, bir tarih ve medeniyet perspektifi ile bir felsefe-bilim teorisi içerisinde olmak, yetiştikleri hayat küresinin muhtevası dikkate alınmak kaydıyla araştırmaların belirli bir mesafe kat etmesiyle tamamlanacaktır.

Çizelge Şemaları için bkz ss.111-121

Derin Yapı: 

İslam medeniyetinde tarihi süreç içinde, siyasi iktidarların değişmesine karşın ulemanın yüklendiği bir ilmi süreklilik söz konusudur. Söz konusu ilmi süreklilik İslam medeniyetindeki hem hayat görüşü hem de dünya resmi kavramlarındaki sürekliliğin de temelini oluşturur.

Ancak derin-yapıdaki bu süreklilik, aynı zamanda nazari ve istidlali yöntemlerle üretilen kavram ve yargılardaki değişim ve oluşumların da nedenidir. Değişik zamanlarda kaleme alınan bu çalışma, hem İslam-Türk felsefe-bilim tarihindeki derin-yapının nazari ve istidlali kavram ve yargı uzayında yaşadığı değişim ve oluşumları tarihi bağlamı içinde ele alıyor, hem de gelecekte İslam hayat görüşü çanağında yeniden üretilecek felsefe-bilim bakış-açılarının nazari ve istidlali kavram ve yargı imkanlarına tarihi deneyimi yorumlayarak işaret ediyor.

Bir anlam varlığıdır insan; yeryüzünde de ancak anlamlandırabildiği ölçüde vardır. Anlamlandırmak ise büyük oranda çevremizde olup bitenleri açıklamak, çözümlemek ve anlamak-ile mümkündür.

Derin Yapı

Nazari Ufuk:  

Bir anlam varlığıdır insan; yeryüzünde de ancak anlamlandırabildiği ölçüde vardır. Anlamlandırmak ise büyük oranda çevremizde olup bitenleri açıklamak, çözümlemek ve anlamak-ile mümkündür.

Açıklayamadığımız ve çözümleyemediğimiz olgu ve olayları anlayamayız; anlayamadıklarımızı da anlamlandıramayız; anlamlandıramadığımız içinde ad yani sınır koyamayız; sınır koyamadığımız içinde tanımlamayız; tanımlayamadığımız için de idrak edemeyiz, yani olgu ve olayları kendi süreçleri ve örüntüleri içinde yakalayamayız.

Her şey kendini bize müphem, belirsiz, puslu ve birbirine girgin, karışık bir biçimde verir; zihnimiz karışır aklımız dolaşır. Bu nedenle okuduklarımızı öğrenmek, öğrendiklerimizi düşünmek, düşündüklerimizi de bilmek zorundayız.

By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Aralık 31, 2016

Kurucu Düşünürlerimizi Kurumsallaştıralım.

0
KURUCU 20 DÜŞÜNÜRÜMÜZÜN İSİMLERİNİ ULUSLARARASI ÇAPTAKİ KURUMSAL YAPILARLA YAŞATALIM; DAİM KILALIM.

HALİHAZIRDA SADECE 3 KURUMSAL YAPI MEVCUT.
DİĞER ABİDEVİ KURUCULARI DA KURUMSALLAŞTIRALIM…

FİKİRLERİN SONSUZ YAŞAMA GÜCÜNDEN YARARLANALIM.

ZAMAN; ZİHİN VE ZEMİNE HAKİMDİR.

  1. Yunus Emre Enstitüsü
  2. Mevlana Değişim Programı
  3. Farabi Değişim Programı
20 KURUCU REFERANS 1 + 3 + (2×8) : 20
1. VİZYON    
  1. OĞUZ KAĞAN, 234-174 (MÖ)
2. SACAYAĞI:
  1. TONYUKUK 646-724;
  2. BİLGE KAĞAN 683-734;
  3. KÜLTİGİN YAZITI 684-731
3. SEKİZGEN 1;
  1. EBU HANİFE 699-767,
  2. MUSA EL HAREZMİ 780-850,
  3. İMAM MATURİDİ 852-944,
  4. FARABİ 872-951, 
  5. EL BİRUNİ  973-1048,
  6. EBU’L HASAN HEREKANİ 1000 ler,
  7. İBNİ SİNA   980-1037
  8. KAŞGARLI MAHMUD 1008-1105,
4. SEKİZGEN2;
  1. YUSUF HAS HACİB 1017-1077,
  2. NİZAMÜLMÜLK 1018-1092,
  3. GAZZALİ  1058-1111,
  4. AHMET YESEVİ 1093-1166,
  5. ŞEYH EDEBALİ 1206-1326,
  6. MEVLANA 1207-1273,
  7. HACI BEKTAŞI VELİ 1209-1271,
  8. YUNUS EMRE 1240-1321

Kurucu 20 Düşünürümüzün Coğrafyaları

0

Türkiye’nin Düşünce Gündeminde kendi sosyolojimiz ve medeniyet coğrafyalarımız hep gözardı edilmektedir. 

Bilhassa Kuzey Atlantik istihbarat servisleri düşünce dünyamızı bir oyun tahtasına çevirmişler ve zihinleri sürekli satın almaktadırlar.
Batı, Kuzey ve Güney’den tercüme eserler ile zihinler esir alınmıştır.

Düşünce Pınarlarımız, Kaynaklarımız ise Doğu’da, Büyük Asya‘da yer alan 7 ülkedir. Türkistan coğrafyalarındaki bu ülkenin fikir pınarları Türkiye’nin ruhunu meydana getirmişlerdir.   Herbiri diğerini beslemiştir.

Kurucu 20 Düşünürümüzün coğrafyaları en doğuda Moğolistan’da yer almaktadır ve Bilge Tonyukuk, Yazıtı ile Sıfır Taşımızı anıtlaştırmıştır.
  1. Türkiye:Şeyh Edebali. Yunus Emre
  2. Özbekistan: Ebu Hanife. Harezmi. Maturidi. İbni Sina
  3. İran: Herekani. Biruni. NizamülMülk. Gazzali.Hacı Bektaşı Veli
  4. Kazakistan: Farabi. Yesevi
  5. Afganistan: Mevlana
  6. Kırgızistan:Yusuf Has Hacip
  7. Çin:Tonyukuk. Kaşgarlı Mahmut
  8. Moğolistan: Oğuz Kağan. Bilge Kağan. Kültigin
Düşünürlerimizin coğrafyaları İran ve Özbekistan’ın başını çektiği 8 ülkeye dağılmıştır.
  1. İran: 5
  2. Özbekistan: 4
  3. Moğolistan: 3
  4. Çin: 2
  5. Türkiye: 2
  6. Kazakistan: 2
  7. Kırgızistan: 1
  8. Afganistan: 1

 

By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Ocak 07, 2017

Kurucu Düşünürlerimiz Külliyatı

0

Literatürümüzde “Kurucu Düşünce”, “Kurucu Düşünür” araması yaparsanız, hiçbir yayın, referans bulamazsınız.

Fakat, “Kurucu Meclis” araması yaptığınızda çok sayıda Anayasa kitabı bulursunuz; 1961 ve 1982 Darbe Anayasalarını,, Kurucu Meclis’ler hazırlamıştır.

Siyasi İrade Millette ama Kurucu İrade ana muhalefet partisinde ve 2017 Referandumu ile asıl sahibine, Millete transfer edilecek. Cumhuriyet, Düşünce’nin Kurucu gücüne inanmıyor, düşünce özgürlüğüne onyıllar boyu kısıtlama getirmiş. Vesayet sahipleri düşünce üzerinden ülkenin bir çıkış yakalamasına engel olmuşlardır. Toplumun önüne batı,kuzey ve güneyden gelen sentetik düşünceler çare olarak sunulmuştur.

Halbuki, Düşünce’nin kurucu gücü geçmişte Devletlerimize öncü olmuştu;

  • Büyük Hun İmp: 1 (Oğuz Kağan)
  • Göktürkler:    3 (Tonyukuk, Bilge Kağan, Kültigin)
  • Karahanlılar: 3 (Kaşgarlı Mahmut, Ahmet Yesevi, Yusuf Has Hacib)
  • Gazneliler: 1 ( Biruni)
  • Emevi/Abbasi: 1 (Ebu Hanife)
  • Abbasi: 1 (Harezmi)
  • Samanoğulları: 1 (Maturidi)
  • Selçuklular: 9 (Farabi, Ebul Hasan Herekani, İbni Sina, NizamülMülk, Gazzali, Şeyh Edebali, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Yunus Emre)
Türkiye’nin kurucu referansları Türkistan menşelidir ve referanslar hızla yeniden canlandırılmalı, diğer yönlerden gelen yabancılaşmalara son verilmelidir.

Referanslarımız 2000 Düşünürü aşkın Fikriyat hazinelerimizdir.

Hedef; 2000’li yılların ilk çeyreği bitmeden, Fikriyat hazinelerimiz ile canlanmak, eserlerini unutulmuşluktan çıkartarak, vefakar olmak; derviş dedelerimiz, fikir adamlarımız misali geceli gündüzlü çalışarak, kadim düşünürlerimizin fikirlerini ortaya çıkarmak; fikrin aydınlığında dün ile bugünü hemhal etmektir.

“Dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa yarını kaybederiz” Winston Churchill (1874-1965)

İlk düşünürümüz Bilge Tonyukuk 646 yılında doğmuştu. Tonyukuk Yazıtı’ndaki 62 satır günümüze değin toplu halde yorumlanmamıştır; hakkında bir doktora tezi hazırlanmamıştır.

Biruni (973-1048)’yi okuyup anlasaydık; uzayda idik.

Biruni’nin 1030’da yayınladığı kitap Türkçe’de ancak 985 yıl sonra daha yeni 2015 yılında yayınlandı. Tahkiku ma li`l-Hind: Biruni`nin Gözüyle Hindistan

Oysa ki; 20 Kurucu Düşünür’ün mayasını kardığı Düşünce Dağarcığımız, 2000 Düşünür’e ve Cumhurbaşkanlığı Forsunda yerini bulan 16 Devletlerimize yol vermişti.

Kurucu İrade de Kurucu Düşünürlerden beslenmeli artık.

Düşünce Kaynaklarımız Asya’da, Doğu’da; Işığın geldiği yönde.

Kurucu 20 Düşünürü hafızalara nakşetmek daha da önem kazanmaktadır.

Kurucu 20 Düşünürün yarısı manzum (şiir) formatında yazmışlardır. Bu dağılımın üzerine eğilmek, incelemeler yapmak önemlidir.

20 KURUCU REFERANS 

1 + 3 + (2×8) : 20


LÜTFEN DÜŞÜNÜR İSİMLERİNİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
İLGİLİ METİNLERE YÖNLENECEKSİNİZ..


1. VİZYON: 

2. SACAYAĞI: 

3. SEKİZGEN 1: 

4. SEKİZGEN2;  

TANITIM


Kurucu Düşünürlerimiz’den Oğuz Kağan, Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan, KülTigin, NizamülMülk ve Şeyh Edebali dışında kalan 14’ü hakkında muhtelif bilimsel toplantılar (sempozyum, kongre vb.) tertip edilmiştir.

20 Kurucu Düşünür’den kamuoyuna mal olanlar;

  1. Ahmed Yesevi
  2. Mevlana
  3. Yunus Emre
  4. Hacı Bektaş
  5. Şeyh Edebali

Bu durumda, diğer 15 Kurucu Düşünürü tanıtmak elzemdir. En çok tanınan 5 Kurucu Düşünür hepsi de kronolojinin günümüze en yakın dönemlerinde yeralmaktadır. Ahmed Yesevi’den öncesi tanınmıyor, bilinmiyor.

Tanınmayanları nasıl tanıtacağız? 

  1. Vizyon (Hayal) geliştirip, webde yayınlanmalı bu konuda bir planlama/iş programı iş programı geliştirilmelidir.
  2. Örneğin, Kurucu Düşünürlerin heykel ve büstlerinin üniversitelerde, şehirlerin meydanlarında yer alması,
  3. Törenlerle sürekli anılmaları,
  4. Haklarında kitle sinemasına hitabeden filmler yapılması duygu beraberliğini ve tanınırlığı pekiştirecek ve dar akademik çevre dışına çıkılarak topluma mal olmalarını sağlayacaktır.
  5. Üniversitelere, Enstitülere ve Değişim Programlarına isimlerinin verilmesi ( Biruni Üniversitesi, Ahmet Yesevi Üniversitesi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi,Nevşehir Hacı Bektaşı Veli Üniversitesi, Yunus Emre Enstitüsü, Farabi Değişim Programı, Mevlana Değişim Programı)
By Bilge Tonyukuk Enstitüsü  zaman: Ocak 08, 2017

İzm ve Î (Şapkalı İ) Farkı: Batası Batıcılık ve “Işık Doğudan Gelir” Farklılığıdır.

0

MÜTEFEKKİRLERİN 1000 YILLIK ALAMETİ FARİKASI

KERAMET LAKAP’da
ŞAPKALI İDİ

  1. Ceyli (….- 847)
  2. Meruzi
  3. Harezmi
  4. Buhari
  5. Tirmizi
  6. Maturidi
  7. Farabi
  8. Hocendi
  9. Buzcani
  10. Biruni
  11. Kaşgari
  12. Nesefi
  13. Hemedani
  14. Gazzali
  15. Yesevi
  16. Cezeri
  17. Yükneki
  18. Sühreverdi
  19. Tusi
  20. Edebali
  21. Rumi
  22. Konevi
  23. Nakibendi
  24. Küşteri
  25. Meragi
  26. Nevai..
  27. Fuzuli
  28. Mısri
  29. Gelenbevi 1730-1790
  30. Nursi 1878-1960

TEFEKKÜR COĞRAFYAMIZIN 30’u AŞKIN KOORDİNATLARIDIR ….

REDD VE İNKAR

Tarihi ve coğrafyayı; zaman ve mekanı inkar edenleri (^) ele vermiştir.  O şapkalı İ, ecdad mütefekkirlerimizin şifresidir.

2400 yılı tarihten silenler; Ceyl, Merv, Harezm, Buhara, Tirmiz, Maturid, Farab, Hocend, Buzcan, Birun, Kaşgar ve daha nice şehir ve beldeler; İ o coğrafyaların müellifidir.

PUSULA-ROTA

Pusula aleti, tüm yönler için bir yol göstericidir.
Yönlerden sadece birisini gösteren pusulalar, kullananı yanlış yöne sevkeder.
İnsann pusulası da KALB’idir; kalp, tüm organizmayı yönlendirir.
Kalpsiz tefekkür de anlamsızdır.
İnsanlar imanda (KALP) ittifak ederler.
Türk’ün rehberi; tüm yönleri varyasyonlarına kadar gösteren, tarihle zenginleşmiş pusulasıdır.

Pusulasız olan, koridorlarda kaybolur, başkalarının rotasından gider.
Kendi rotamızı kendimiz çizelim, koridor olmayalm.
Bize çizilen rotaların dışına çıkalım.
Pusulası tek yönü gösterenin, rotasını da başkaları çizmiştir demek ki..

20 Kurucu Düşünürümüzün geliştirdiği 50 Bilim Dalı (MÖ 234 – MS 1321)

0

FEN BİLİMLERİ (15)

1 Algoritma: Harezmi
2 Astronomi:  Harezmi, Farabi, Biruni, İbni Sina, Ömer Hayyam
3 Cebir: Harezmi
4 Doğa Bilimleri:  Biruni
5 Farmakoloji: Biruni
6 Fizik: Biruni, İbni Sina
7 Jeodezi : Biruni
8 Kimya: Biruni, İbni Sina
9 Kozmoloji: Oğuz Kağan
10 Logaritma: Harezmi
11 Matematik: Harezmi,  Biruni, Ömer Hayyam
12 Müzik: Farabi, İbni Sina
13 Programlama YöntemBilimi: Harezmi
14 Tıp: Biruni, İbni Sina, Yusuf Has Hacip
15 Trigonometri: Harezmi

SOSYAL BİLİMLER (28)

1 Ansiklopedi: Kaşgarlı Mahmut
2 Antropoloji: Biruni
3 Coğrafya Harezmi, Kaşgarlı Mahmut
4 Devlet Yönetimi: Oğuz Kağan, Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan, Kültigin, Yusuf Has Hacip, Nizam ül Mülk
5 Dil Felsefesi:  Farabi
6 DilBilim : Kaşgarlı Mahmut
7 Din Felsefesi: Farabi, Hacı Bektaşı Veli
8 EğitimBilim:  Yusuf Has Hacip, NizamülMülk
9 Epistemoloji:  Farabi, Gazali
10 Etik: Yusuf Has Hacip
11 Felsefe: Farabi, Biruni, İbni Sina, Ömer Hayyam, Gazali
12 Garbiyatçılık: Maturidi, Ahmet Yesevi
13 Hindoloji: Harezmi, Biruni
14 Mantık: Farabi, İbni Sina, Gazali
15 Metafizik:  Farabi, İbni Sina
16 Mitoloji : Oğuz Kağan
17 Psikoloji:  Farabi, Biruni, İbni Sina
18 Savaş Sanatı: Oğuz Kağan, Bilge Tonyukuk,  Bilge Kağan,  Kültigin
19 Seyahatname:  Biruni
20 Sinoloji : Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan, Kültigin
21 Siyaset Bilimi:  Farabi,  NizamülMülk
22 Siyaset Felsefesi: Farabi
23 SözlükBilim: Kaşgarlı Mahmut
24 Strateji: Bilge Tonyukuk
25 Şarkiyatçılık: Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan,  Kültigin,  Harezmi, Biruni
26 Tarih: Harezmi, Biruni
27 ToplumBilim: Bilge Tonyukuk, Farabi, Biruni
28 Türkoloji:Kaşgarlı Mahmut

DİN BİLİMLERİ (5)

1 Fıkıh (İslam Hukuku): Ebu Hanife, Maturidi, Gazali, Şeyh Edebali
2 Hadis: Şeyh Edebali
3 Kelam: Ebu Hanife, Maturidi, Gazali
4 Tasavvuf: Gazali, Ahmet Yesevi,  Şeyh Edebali, Mevlana,  Hacı Bektaşı Veli, Yunus Emre
5 Tefsir: Maturidi, Şeyh Edebali

SANAT (2)

1 Edebiyat
2 Şiir: Yusuf Has Hacip, Ömer Hayyam, Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Yunus Emre

Dört Düşünür  ve Medeniyet İstasyonları:

  • Musa El Harezmi,
  • Farabi,
  • El Biruni,
  • İbni Sina

780-1037 yılları arasındaki 250 yıllık dönemde yaşayan bu dört düşünür, Kurucu Düşünürlerimizin en üretkenleri idiler ve 30 bilim dalında eserler verdiler. Harezmi ve Biruni, Hindoloji bilimini kurarak devasa Hind Medeniyeti’nin bilgilerini bizlere kazandırdılar.

Oğuz Kağan, Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan ve Tonyukuk ile Çin Medeniyet bilgilerini edinen Türk Tefekkürü ardından Hint ve İran Medeniyetini de sentezlemiştir. Tüm bu Medeniyet istasyonlarında uzun yüzyıllar boyunca ikamet edilmiş ve bilgilerimiz derinleştirilmiştir.

Kasrı Şirin Antlasması ve takibeden Mısır Seferi, Doğu ve Türkistan kaynaklarının yolunu tıkamış, düşüncemizin donmasına sebep olmuş; boşluk Güney’den (Mısır) aktarılan sosyolojimize aykırı Eşarilik ile doldurulmuştur.

20 Kurucu Düşünürümüzün coğrafyaları Büyük Asya’yı bir uçtan uca kateden 10 kadim ülkedir;

  1. Çin
  2. Moğolistan
  3. Kırgızistan
  4. Kazakistan
  5. Hindistan
  6. Afganistan
  7. Özbekistan
  8. İran
  9. Irak
  10. Türkiye

20 Kurucu Düşünürün katkısı;

  • Fen Bilimleri: 15 bilim dalında
  • Sosyal Bilimler: 28 bilim dalında
  • Din Bilimleri:  5 din bilim alanında
  • Sanat&Edebiyat: 2 sanat&edebiyat dalında

Toplam 50 dal..

50 dal sayısının gösterdiği gerçek, bir zamanlar bilim ve sanat dallarında sürekli gelişen bir çizgide imişiz.

Maveraünnehir’deki Fars kültür çevresi nasıl Türkistan’a dönüştüyse, Anadolu’daki Rum kültür çevresi de Türkiye’ye dönüşmüştür.

Türk’ün tefekkür dünyası’nın genişliğini en kısa zamanda kavrayabilmek ümidiyle….