Ana SayfaBilgelikBilge’lerDimetoka, Cemil Meriç'in Baba'sının Doğduğu Rumeli Diyarı

Dimetoka, Cemil Meriç’in Baba’sının Doğduğu Rumeli Diyarı

https://en.wikipedia.org/wiki/Maritsa

http://www.distancefromto.net/
didimoticho to EDİRNE: 47 km..DİDİMOTİCHO to Pazardzhik: 257 km
https://en.wikipedia.org/wiki/Didymoteicho

Cemil Meriç: 1916’da Reyhaniye’de (bugünkü Reyhanlı) dünyaya geldi. Balkan Savaşları sırasında Dimetoka’dan göçmüş bir ailenin çocuğu idi. Babası, Dimetoka’da hakimlik yapan Mahmut Niyazi Bey, annesi Zeynep Ziynet Hanım’dır. Babası Mahmut Niyazi Bey Antakya’da Ziraat Bankası Müdürlüğü ve mahkeme reisliği yapmıştır. Yedi yaşına kadar Antakya’da yaşayan Cemil Meriç, babasının memuriyetten ayrılması üzerine ailesi ile birlikte Reyhanlı’ya döndü. Reyhanlı Rüşdiyesi’nde ilkokulu bitirdikten sonra yeniden Antakya’ya gitti. Fransız idaresindeki şehirde Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi’nde okudu. Bu okulda iken gözlerinin 6 derece miyop olduğu anlaşıldı. İlk yazısı olan “Geç Kalmış Bir Muhasebe” başlıklı makalesi yerel Yenigün gazetesinde yayımlandı. On ikinci sınıftayken, milliyetçi tutumu, yayımlanan bir yazısı ve bu yazıda bazı hocalarını eleştirmesi yüzünden lise diplomasını alamadan okulu terk etmek zorunda kaldı. Lise öğrenimine devam etmek üzere İstanbul’daki Pertevniyal Lisesi’ne gitti. Bu sırada Nazım Hikmet ve Kerim Sadi başta olmak üzere dönemin solcu aydınlarıyla tanıştı. Kaynak: Vikipedi

Baba tarafi Rumelili

Ümit Meriç’in baba tarafi Rumelili. Meriç Irmagi’nin öte yakasindaki Dimetoka’dan. Dedesinin dedesi Dimetoka’da müftülük yapan Hafiz Idris Efendi. Dedesinin babasi Kaymak Ahmet Efendi tüccardir. Cemil Meriç’in babasi Mahmut Niyazi Bey Dimetoka’da hakimlik yaparken akrabasi Zeynep Ziynet Hanim’la evleniyor. Balkan Savaslari’nin yakici rüzgari Meriç ailesini, Hatay’a kadar sürükler. Cemil Meriç 1916’da Reyhanli’da dogdu. Yabanci Diller Yüksek Okulu’nu 1942’de bitiren Cemil Meriç, Cografya Ögretmeni Fevziye Mentes ile evlendi. Bu evlilikten Mahmut Ali ve Ümit Meriç dünyaya gelir. 16 Aralik 1946’da Zeynep Kamil Hastanesi’nde dogan Ümit Meriç’in ayagi ugurlu gelir. Cemil Meriç Edebiyat Fakültesi’nde Fransizca Okutmani olarak göreve baslamistir. http://www.enfal.de/gun23.htm

1877 Babası Mahmut Niyazi Bey’in yaklaşık doğum tarihi.

1912 Balkan Harbi sırasında ailesi Yunanistan/Dimetoka’dan Hatay’a göç eder.

http://www.haberler.com/cemil-meric/biyografisi/

balkanpazar dimetoka https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=balkanpazar%20dimetoka

uşşaki dergahları  http://www.ussaki.com/v2/dimetokada-ussaki-dergahlari/

unutulan osmanlı başkenti dimetoka  http://medyaburada.com/unutulan-osmanli-baskenti-dimetoka/

bektasi tekkeleri giritten kibrisa kadar uzanir. Hatta dimetoka dergahindan surulen dervisler kibris ve girit’e gonderilirmis

Dimetoka Seyyid Ali Tekkesi bölgenin önemini ortaya koyuyor. Yunanistan bu açıdan (Alevi/Bektaşi) diğer Balkan ülkeleri gibi

Balkanlar’da Osmanlı’dan önce Peçenek Türkleri vardı. Hristiyan olanların bir kısmı Müslüman oldu. Dimetoka örneği: https://twitter.com/TrakyaBalkan/status/654745860933181440

1913: Meriç’in solundaki mavili bölge 2.Balkan Savaşı sonrası Osmanlı’da kaldı (Dimetoka dahil) ama Bulgarlara hediye etti İTC

Dimetoka Maddesi; İslam Ansiklopedisi
http://www.tdvia.org/dia/ayrmetin.php?idno=090305

Şeyh Bedreddin https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeyh_Bedreddin

Şeyh Bedreddin, Edirne yakınlarında ve Karaağaç ile Dimetoka arasında kalan Samona kalesinde doğduğundan kendisi Samavna kadısıoğlu diye tanınmıştır.

Samona Köyü http://www.edirnekirkpinar.com/tr/yazi/5-projeler/39-dijitallestirme-projesi

http://www.haber10.com/fotogaleri/spor/boyle_kirkpinar_gormediniz-491947?#image-16

Bedreddin’in Abdulaziz adındaki dedesi Selçuklu sultanlarısoyundanmış ve Hafız Ali’nin anlattığına güre Osmanlılar Rumeli’yi istilaya başladıklarında katıldığı Dimetoka savaşında şehit düşmüş. Abdulaziz’in oğlu İsrail, Dimetoka Rum beyinin kızıyla evlenmiş ve 1357-1359 yılları arasında, Melek adı verilen bu kadından Bedreddin dünyaya gelmiştir Bedreddin Mahmud’un doğum yeri, Edirne yakınlarında bugün Yunanistan’da bulunan Karaağaç-Dimetoka arasında bulunan Simavna (Samona) kalesidir. Babası burada kadılık gürevinde bulunduğundan, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin adıyla tanınmıştır. http://www.ismailkaygusuz.com/419/550/355-355.html

Şeyh Bedrettin’in Hayatı  Şeyh Bedrettin 1358-1359 yıllarında Edirne yakınlarında Karaağaç ile Dimetoka arasında  bulunan Samona’da doğdu. Babası İsrail, Simavna Kadısı olduğu için bu adla anılmaktadır. Fakat  sonradan tam bir yakıştırmadan ibaret olan Kütahya’nın Simav ilçesine bağlanarak Bedrettin-i Simavi adıyla anılmaya başlanmıştır. Babası İsrail, Samona(Simavna)’nın hem kadısı hem kale komutanı, annesi ise Dimetoka Kalesi Rum Beyi’nin kızı olup sonradan Müslüman olan Melek Hatundu. https://alevikutuphanesi.wordpress.com/tag/seyh-bedrettin-isyani-seyh-bedrettinin-hayati/

KIRKPINAR GÜREŞLERİ’NİN HALKBİLİMSEL AÇIDAN İNCELENMESİ MEHMET DERVİŞOĞLU  dspace.trakya.edu.tr/jspui/bitstream/1/1439/1/0099800.pdf

Tarihi süreç dâhilinde Süleyman Paşa’dan sonra Rumeli’nin fethiyle Şehzade Murat vazifelendirildi. Edirne’yi almak isteyen Şehzade Murat ve arkadaşları bu uğurda stratejik öneme sahip kaleleri bir bir almaya başladılar.1361’de Edirne fethedildi. (Osmanlı Tarihi, 2005: 167) Edirne’nin fethinden sonra Şehzade Murat, şehit olan arkadaşlarının anısına bugün Yunanistan’da kalan Samona’da Kırkpınar Güreşlerini başlatmıştır.

Bununla ilgili de tarihi bir kaynakta güreşlerin yapıldığı Samona Köyü’nün ismi “Semaviyye” olarak bizzat geçmektedir. Bu belge Dimetoka‘nın fethinde bulunmuş olan beylerden İsrail Bey’in oğlu, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Mahmut’un torunu, Halil’in yazmış olduğu manzum tarihdir.

Şah Süleyman ile yidi kişiler,
Keştî ile Rum iline geçtiler.
Gazi Ece, Gazi İsrail biri,
Gazi Abdülmü’min ol şeh-i ceri.
Bir dahi vardı Hacı İlbiği,
Rum iline oldı bunlar il beği

Az zeman içinde çok itdi fütuh,

50 Oruç Bey’in yazdığına göre, Süleyman Paşa’nın ve Umur Bey vefat ettikten sonra dahi Rumeli’ne
yapılan savaşlarda gayb ehline görünmüşlerdir. (Öztürk, 2007: 21)
167

Sonra atdan düşdi itdi rûh.
Ruhına rahmet anun iy din eri,
Bolayır’da kodılar ol serveri.
Gazi Hünkâr geçdi ol şâh yiriııe,
Memleket ahd-eyledi her birine.

Bir nice günler seğirdim kıldılar,
Dimetoka‘nın yöresin aldılar.

Ahd ü peyman ile Dimetoka‘yı,
Aluban zâbt-itdi H a c ı İ1biği.
Pes Tekur giriceğiz ol dem ele,
Gazi İsrail dahi girdi yola.
İçlerinde Gazi İsrail ki var,
Ol asırda âlim idi iy yâr.
Taksim itdi cümleye çoğın azın,
Kendü-çün alıkodı Bân’ın kızın.
Virdi adını Melek kaazi’l-kuzat,
Toğdı Mahmud nâm oğıl melek-sıfat.
Yidi yüz altmış’da toğırıışdı lamam,
Olmamışken Edrene Dârü’s-selâm.

Turdığı kal’a Semâviyye idi,
Kimsesini kendüye ev eyledi.
Anda toğdı oğlu (ol) Mahmud nam,
Anun içün ol ârâ oldı makam.
Mezraa kıldı Semâviyye köyün,
Cebe cevşenle çıkuban ol hemin.
Sürdürirdi çift tâ ahşamadek,
Çok hatarla öyle çekerdi emek.
Feth olunca Edrine ol dem iy yâr,
168
Şehre girdi gelüben ol şehriyar.” (Kahraman, 1997: 13-14)

Tüm bunlardan başka efsanenin tarihle ilişkisini kanıtlayan belgeler arasında 1901 tarihli Edirne Salnamesi’nde bahsedilen Selim Mezarı ve Kırkpınar Çeşmesi vardır. Selim Mezarı diye anılan yer Kırkpınar’da şehit olan iki yiğitten biri olan Selim Pehlivan’ın mezarı, Kırkpınar Çeşmesi’de kaynayan ırmağın suyu olabilir. Ya da burada dikkat etmemiz gereken husus, Türklerin ırmak sözcüğünü kullandığı anlamlardır. Şöyle ki; bizim bugün kullandığımız pınar kelimesinin kökü Oğuz Türklerine dayanmaktadır. Bunu Divan-ı Lügat’it Türk’te ve Dede Korkut’ta görmemiz mümkündür. Pınar kelimesi, 17. Yüzyıla kadar çeşme kelimesiyle beraber kullanılagelmiştir. Bununla ilgili Bahattin Ögel Türk Mitolojisi isimli eserinin 2. Cildinde şunları söylemektedir.

“ 15. Yüzyıl Anadolu kaynaklarında görülen kuyu kazmak, pınar akıtmak anlayışı da bizim bildiğimiz pınar, su gözü, göze değildir. Pınar akıtma bir çeşme olsa gerektir. “(Ögel, 1995: 362)
Bu açıklamaları göz önüne aldığımızda 17. Yüzyıldan önceki bir tarihle  ilişkilendirilen efsaneye konu olan pınarların ya da pınarın, çeşme kelimesiyle karşılanmış olabileceğini düşünmek yanlış olmaz ki, Kırkpınar Çeşmesi51 diye 1901 Salnamesi’nde bahsedilmektedir.

Kırkpınar Efsanesi etrafında oluşan Efsanelerde ismi geçen Kızıl Deli’de gerçek bir şahsiyettir. Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan “Kolenizatör Türk Dervişleri” isimli kitabında Deli Kızıl Sultan’ın Yunanistan’ın Dimetoka Şehri’nde türbe ve dergahının bulunduğunu yazmaktadır. Bugün bu türbe Sofular’a bağlı, Ruşanlar ve Babalar Köyü arasında bulunmaktadır. Ayrıca Dimetoka’nın hemen yanından akan çayın ismi Deli Kızıl Sultan Deresi’dir. (Delice, 2006: 51)

Dimetoka

2. beyazıtın dogum yeridir ayrıca bektasi dergahlari ile un salmıstır
kısa bir donem osmanli imparatorlugu baskenti de olmustur.

yunanistanın evros vilayetinde, türkiyeye 2,5 kilometre uzaklıktaki trakya kenti. icinden kızıldeli nehri akmaktadır.

1351 yılında murat hudavendigar doneminde fethedilip turklerin avrupadaki ilk baskenti olmustur.
birinci balkan savasında bulgarlar tarafından isgal edilen kent daha sonra istanbul antlasmasıyla tekrar osmanlıya verilmistir. ancak almanyanın istegi uzerine 1914 te bulgaristana hediye edilmistir. 27 kasım 1919 da neuilly barıs antlasmasıyla yunanistana bırakılan kent, 1941-1945 arası nazi isgali yasamıstır.

halen az sayıda batı trakya turk*unun yasadıgı kentte yunanistanın 3 muftulugunden biri bulunmaktadır. (bkz: muftuluk sorunu)
kentte cami, hamam gibi bir cok osmanlı eseri bulunmaktadır.

pazarkule sınır kapısından 40 km kadar güneydedir.
türkiye sınırında bir yunan kasabasıdır.

şehrin en dikkat çekici yanı eski kalenin olduğu bölgedir. eski kaleye çıkarken uzun yıllar osmanlı egemenliğinde kalmış olmanın etkisini gayet net hissedersiniz. eski sokaklar, cumbalı, ahşap evler ve camiler etrafınızı sarar. iki tane cami vardır. biri halen kullanımda olan bir mahalle camisidir. diğeri isi gayet heybetli bir camidir. ancak bu cami ibadete açık değildir. minaresinin üst kısmı yıkılmış, çöken tavanı ise sonradan bir şekilde kapatılmıştır.

dimetoka kalesine çıkıldığında, koca ovanın ortasında nasıl bu kadar büyük bir kaya kütlesi olur diye sorar insan kendi kendine. eki dimetoka yerleşimi işte bu devasa kaya üzerin ekurulmuştur. kale meriç ovası ve dünyanın doğu yanına hakim bir şekilde yükselir. etkileyicidir. kaleden bakınca yıllarca osmanlı hanedanının ikinci adresinin dimetoka olması hiç şaşırtıcı gelmez insana.
kalenin bazı surları ve bazı binaların kalıntıları halen ayaktadır.
30 km güneyinde sofulu kasabası vardır.

cemil meriç’in ailesinin hatay’dan önce yaşadığı yerin ismi.

isveç kralı demirbaş karl’ın iltica yıllarında ikamet ettirildiği yer.

batı trakya’da bir şehir. fazla irredentalist hayallere sahip değilim. ama ne zaman bu şehrin adı geçse içim bir cız eder, dimetoka’nın türkiye’de olmadığına hayıflanırım. dünya savaşında yanımızda savaşa girsinler diye kendi elimizle 1915’te bulgarlara hediye ettiğimiz tarihi osmanlı şehridir dimetoka, edirne’nin mütemmim cüzüdür. bugün ise yunanistan’ın bir parçası.

lozan müzakereleri sırasında da türkiye dimetoka’nın iadesi için kastırmış, ancak ingiltere’nin türklere meriç nehrinin ötesinde zırnık koklatmama konusundaki kararlılığı karşısında geri basmak zorunda kalmıştır.

i. murad döneminde fethedildiği 1361 yılından, londra antlaşması gereğince bulgaristan’a bırakıldığı 1913 yılına kadar yaklaşık 552 yıl osmanlı kenti olmuş şehir. edirne’deki eski saray inşa edilirken 5 yıl boyunca i. murad tarafından fiilen başkent olarak kullanılmıştır. bu nedenle dar’s saltanat adıyla anılmıştır. i. murad’ın oğlu yıldırım bayezid’in doğum yeridir.
fetret döneminde, musa çelebi’nin hükûmet merkezi olmuştur.

Kaynak: Ekşi Sözlük

leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler