Ana SayfaYazılarDış Dünyaİhracatta İnovasyon Yazıları: Hindistan Pazarı - Dünyanın En Hızlı Büyüyen Ülkesi

İhracatta İnovasyon Yazıları: Hindistan Pazarı – Dünyanın En Hızlı Büyüyen Ülkesi

Dünyanın en hızlısı Hindistan

Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan geçen yılların lideri Çin’i geride bırakarak dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. http://ekonomi.haber7.com/dunya-ekonomisi/haber/1787795-dunyanin-en-hizlisi-hindistan

 09 Şubat 2016, 15:03 /
Hindistan ekonomisi 2015 yılında ortalama yüzde 7,3 büyüme performansıyla yüzde 6,9 büyüyen Çin ekonomisini geride bıraktı.
Hindistan hükümeti ekonomisinin Ekim-Aralık 2015 döneminde bir önceki döneme göre hafif düşüşle yüzde 7,3 oranında büyüdüğünü duyurdu. Bu performansıyla Hindistan dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu.
Bir milyarı aşkın nüfusuyla, dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’ın ekonomisi 2015’in son çeyreğinde biraz soğusa da dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’i geçmeyi başardı.
Başbakan Modi hükümeti 2016 Mart ayında büyümenin yüzde 7,6’ya çıkacağını öngörüyor.
‘Mantığa aykırı’
Bazı ekonomistler Asya’nın üçüncü büyük ekonomisi Hindistan’ın büyüme rakamlarının mantığa aykırı olduğunu düşünüyor.
Zayıf ihracat, demiryolu taşımacılığı, çimento üretimi ve yatırım rakamlarının büyüme rakamlarıyla çeliştiğini belirten Ambit Capital Ekonomisti Ritika Mankar, ” Yeni Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve ekonomik veriler serisi ekonominin geldiği nokta ve gidişatı hakkında mantığa aykırı sinyaller veriyor” dedi.
‘Veriler arasında bağ kurmak zor’
Yes Bank Baş Ekonomisti Shubhada Rao da Mankar ile aynı fikirde. Hindistan’ın hızlı büyüme performansını değerlendiren Rao, ” Veriler arasında bağ kurmak çok zor. Özellikle tarımda daralmanın olduğu bir süreçte..” diye konuştu.
BBC Mumbai temsilcisi Yogita Limaye, ” Hindistan ekonomisinin büyüdüğünde ve gelişen ülkeler arasında parlayan yıldız olduğu konusunda bir şüphe yok. Ancak son günlerde konu hakkında görüştüğüm bütün ekonomistler  hızlı ekonomik büyümenin sahaya yansımadığını düşünüyor” dedi.
Hindistan Başbakanı Narenda Modi dünya genelinde birçok ülkeyi ziyaret ederek üretimlerini Hindistan’da gerçekleştirmelerini talep ediyor. Ancak yasal bürokrasi nedeniyle Hindistan bu emelini henüz hayata geçiremedi.

Neden yeni pazarımız Hindistan olmasın!

09 Şubat 2016 Salı,
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

Bölgemizde yaşanan kargaşa, Rusya ile gerilen ilişkiler ve son yıllarda barış, açılım, demokrasi gibi kavramları fırsata çevirip hain emelleriyle dağdan inerek şehir merkezlerine yuvalanan terör, başta turizm sektörü olmak üzere ekonominin dönen tüm çarklarını etkiliyor.
İşte böyle bir atmosferde, zaten defalarca krizle test edilmiş Türk iş dünyası ve her şey dahil krizli turizm sektörü, dünyada yeni imkânlar ve pazarlar arıyor. Ancak bu defa daha hızlı ve daha bilinçli hareket edilerek, hamasetten uzak, gerçekçi bir yaklaşımla kamu ve özel sektörün ortak yol haritası çıkarması gerekiyor.
Bu tespitlerimi özellikle turizm sektöründe faaliyet gösteren ve dünyayı iyi okuyan tecrübeli isimlere dayandırıyorum. Bu sebeple daha önce de birkaç kez gündeme getirdiğim üzere Hindistan, Türkiye için önemli açılım kapılarından birisi olabilir. Dost Pakistan ile ilişkileri zedelemeden, ekonomisi büyüyen Hindistan’la kurulacak köprüler uzun vadede Türkiye’ye çok iyi katkılar sağlayabilir. Öyle teferruatlı düşünmeye, hesap yapmaya da gerek yok. Neden mi?
Hindistan’ı yakından tanıyan ve bu ülkede iş yapan Türk müteşebbisleri dinlemek, 1 milyar 283 milyon genel nüfus yoğunluğunu ve özelde yaklaşık 250 milyonluk Müslüman halkın ülkeye oranını da dikkate almak, toplamda bu ülkede yaşayanların takriben % 10’unun uçakla seyahat ettiğinin altını çizmek yeterli olacaktır. En güncel detay olarak da büyüyen ekonomisine bakılabilir.
Son açıklanan verilere göre Hindistan, Çin’i geride bırakarak dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi koltuğuna oturdu. Hindistan İstatistik Kurumu’na göre ülke ekonomisi, Ekim- Aralık 2015 döneminde yüzde 7.3 oranında büyümüş. Zaten piyasaların beklentisi de bu yöndeydi ve Hindistan, aynı dönemde % 6.9 büyüyen Çin’i geçerek liderlik koltuğuna oturdu. Ayrıca son yıllarda Çin nüfusu düşerken, Hindistan’da nüfus artışı da devam ediyor. Büyüme rakamlarına hem bu detayı hem de Hindistan’ın ekonomisini şekillendiren sektör ayrıntılarını da ekleyince bence Türkiye için önemli bir işbirliklerine yelken açılabilir.
Türk sivil havacılığının köklü ve ilk şirketlerinden Çelebi Hava Servisi A.Ş. uzun bir süredir Bombay Havalimanı’nın yer hizmetlerini üstlenmiş durumda. ArdındanHindistan’ın en büyüğü olan Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı kargo ihalesini kazandı. Kargo terminalini geliştirip 25 yıl işletecek. Diğer bir ifadeyle Hindistan ekonomisinin röntgenini çekecek. Dolayısıyla Türkiye’nin bu tecrübeleri, birikimleri, ilişkileri, kontak noktalarını iyi değerlendirmesi şart.
Ben de en yetkin isimlerin önde gelenine, Hindistan’ın en büyük ve en önemli iki havalimanında hizmet verme hakkını elde etmiş Çelebi Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Çelebioğlu Tokgöz’e bu ülkeyi sordum.Hindistan’a sık gidip geldiğini ve bu coğrafyanın kodlarını çözdüğünü bildiğimden onu dinleyin istedim:
“Türkiye’ye son derece yakın davranıyorlar. İşbirliği yapmak için özel sektör ve devlet tarafından çok sıcak yaklaşımlar var. Bir şekilde ilişkilerin geliştirilerek karşılıklı yatırım yapılması için girişimde bulunulursa kesinlikle karşılığı olacak bir ülke Hindistan. Hatta ortaklıklar kurularak, dünyanın başka ülkelerinde de beraber önemli işler yapabiliriz. Turizm açısından ciddi bir potansiyelin var olduğunu biliyorum. Ancak iki ülke arasında uçuşların artırılması, tanıtımların yapılması gerekiyor ki, turizmde belli bir potansiyel yakalanabilsin.”
Hindistan’a turizm açılımı için Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’a ciddi görevler düşüyor. Ancak iki ülkenin ilk önce daha üst seviyelerde temas sağlaması gerekiyor.
Eğer Bakan Ünal, turizm sektörünün sıkıntılarla anıldığı şu günlerde, bu ülkeyi radarını alıp turizm aktivitelerinin geliştirilmesi için neler yapılabileceği hususlarını araştırmak üzere bir misyon üstlenirse, sonuç alacağı ülkelerin başında Hindistan’ın geleceğini şuraya not etmiş olayım…
Harvard Üniversitesi’nden Prof. Hausmann: “Ürün desenini çeşitlendirip, Çin yerine Hindistan’a odaklanın” 08/12/2010 –
TEPAV’ın düzenlediği yuvarlak masa toplantısına katılan Hausmann “Türkiye’nin Büyüme Meselesi ve Bölgesel Kalkınma”  başlıklı bir sunum yaptı.

08/12/2010 – Okunma sayısı: 1944

İSTANBUL – Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Ricardo Hausmann, dünyadaki ortalama tüketim eğilimlerinin gelişiminin Türkiye’nin ihracat desenine çok benzediğini belirtirken, bu fırsattan yararlanması için Türkiye’ye bir takım önerilerde bulundu.
TEPAV’ın 8 Aralık 2010 Çarşamba günü düzenlediği “Türkiye’nin Büyüme Meselesi ve Bölgesel Kalkınma” konulu yuvarlak masa toplantısında konuşan Hausmann, Türkiye’nin üretim ve ihracat mallarını hızla çeşitlendirmesi gerektiğini belirtirken, “Gelişmenin yolu sofistike olmayan ürünleri üretim ve ihracat sepetinden çıkartmak değil, bu sepete yeni ürünler ekleyebilmekten geçiyor” dedi. Hausmann, özellikle Doğu illerinde bu konuda hızlı adımlara ihtiyaç olduğunu söylerken, Ortadoğu ve Asya pazarlarına daha az sofistike de olsa mal satmanın bu illerin gelişme potansiyeli açısından önemini vurguladı. Bununla birlikte sofistike ürünlerle gelir düzeyi arasındaki bağa işaret eden Hausmann, sanayi politikasının odağına bu ürünler için gereken beceri artışını koymak gerektiğini de belirtti.
Kamu-özel diyalog kanalı genişlemeli
Ürün sepetinde çeşitlilik ve sofistikasyon artışını ülkenin yanı sıra şehirler bazında düşünmek gerektiğine değinen Hausmann, bu çerçevede kamunun özel sektörle diyalog kanalını genişletmesine duyulan ihtiyaca da işaret etti. Hausmann, Türkiye’nin bu konuda çeşitli kısıtlara sahip olduğunu, Amerika’da ise özel sektörün Kongre’de gerek temsilcileri kanalıyla gerekse lobi grupları aracılığıyla ihtiyaçlarını daha etkin biçimde anlatabildiğini belirtti. Hausmann, Türkiye’nin önceliğinin de bu konuda ilerleme sağlamak olması gerektiğini söyledi.
Hausmann ayrıca, Türkiye’ye son dönemde öne çıkardığı pazarlardan Çin’den çok Hindistan’a odaklanması çağrısı yaptı. Türkiye’nin Çin’e ihracatına yakından bakıldığında iki ülkenin doğal ticaret partneri olmadığının görüldüğünü belirten Hausmann, Çin’in Türkiye’den ağırlıklı biçimde hammadde satın aldığını söyledi. Hausmann, Hindistan’ın ise Türkiye’nin ihracat desenine benzer bir ithalat yapısına sahip olduğunu ve bu nedenle bu pazara odaklanmanın faydalı olabileceğini ifade etti.
Ricardo Hausmann kimdir?
Doktorasını Cornell Üniversitesi’nde ekonomi dalında tamamlayan Prof. Hausmann, Dünya Bankası, IMF, Inter-Amerikan Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi birçok uluslararası finansal kuruma ve otuzdan fazla ülke hükümetine danışman olarak hizmet verdi. 1994-2000 yılları arasında Latin Amerika ve Karayip ülkelerinde sürdürülebilir kalkınmanın finansmanı için faaliyet gösteren “Inter-Amerikan Kalkınma Bankası”nın baş-ekonomisti olarak görev aldı. 1992-1993 döneminde ise Venezuela Planlama Bakanı ve Venezuela Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştı. Ayrıca IMF – Dünya Bankası Kalkınma Komitesi’nde başkanlık yaptı. Son araştırmasında ülkelerin büyüme süreçlerinde üretim modellerindeki değişime ve bunun politik yansımalarına odaklandı, ülkelerin kalkınma sorunlarını tespit etmeye yönelik bir metodolojinin geliştirilmesine de katkı sağladı.

Tepav İl İl İhracata Dönük Üretim Vizyonu

By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Şubat 09, 2016
leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler