Ana SayfaBilgelikBilge’lerDüşünürlerimiz: Mezopotamya Bölgesi

Düşünürlerimiz: Mezopotamya Bölgesi

EBU HANİFE : 699-767,Mezopotamya Küfe IRAK İslamiyet Eğer bilmediklerim ayağımın altında olsaydı, başım göğün en yüksek katına değerdi. bize yön verenler, alatlı dedesi afganistan’dan

SABİT BİN KURRA ilk 821-901 Mezopotamya Urfa, Türkiye Türkiye İslamiyet İlk anestezi uygulayıcısı. bize yön verenler, alatlı http://www.kimdirnedir.com/sabit-bin-kurra-kimdir.html

EL CEZERİ ilk 1136-1206 Mezopotamya Cizre, Türkiye Türkiye Sibernetik “Tatbikata çevrilmeyen her teknik ilim, doğru ile yanlış arasında kalacaktır” bize yön verenler, alatlı selçuklu dönemi

SADREDDİN KONEVİ 1210-1274 Mezopotamya Malatya, Türkiye Türkiye Mutasavvıf klasik tasavvufun kuvvetli bir fikir cereyanına dönüşmesi Tasavvuf tarihinde Allah-âlem iliş- kisini, dolayısıyla varlığın meydana gelişini ve işleyişini, akla dayalı ilmî yöntemlerden farklı olarak hocası Muhyiddin İbnü’l-Arabî gibi keşf ve ilhamdan kaynaklanan mistik sezgiyle açıklayan Sadreddin Konevî, varlığı aynı sistemle yorumlamakta ve ilm-i ilâhînin (Metafizik) temel meselesini Miftâhu’l-Gayb isimli eserinde başarılı bir üslupla ele almaktadır

ŞEMSEDDİN ŞEHREZURİ ö1288 Mezopotamya Şehrezor IRAK Bilgelerin Tarihi ve Özdeyişleri, Nüzhetül Ervah. İşrahi felsefe ekolünün öndegelen

• AKŞEMSEDDİN (d. 1389, Şam – ö. 16 Şubat 1459, Göynük), asıl adı ile Mehmed Şemseddin, çok yönlü Türk âlim, tıp insanı ve Şemsîyye-î Bayramîyye isimli Türk tarikatının kurucusu. Fatih Sultan Mehmed’in hocası olarak bilinmektedir.

Eserleri

  • Risaletü’n-Nûriye
  • Hall-i Müşkilât
  • Makamât-ı Evliyâ
  • Kitabü’t Tıb
    Maddetü’l-Hayat
  • Def’ü Metain
  • Nasihatnamei Akşemseddin

FUZULİ 1483-1556 Mezopotamya Kerbela, Irak Irak Şair Fuzuli “Aşk imiş her ne var alemde” edebî düşünceye dair eserlerinde felsefî söyleme yer vermesinin yanında, Matlau’l-itikad fi marifeti’l-mebde’ ve’l-mead isimli eserinde kelâm ve felsefeye dair konuları kaleme almıştır. Bu eserinde “varlıklara duygu ve akıl gözüyle baktığını, onlar üzerinde fikir ve düşünce ayağıyla yürümeye çalıştığını” söylemektedir.51 İçeriğinde bilgi ve kısımları, evrenin ahvali, insanın mahiyeti, Zorunlu Varlık, sıfatları ve fiilleri, nübüvvet, imamet, ruh ve meada dair konulara yer vermektedir. Marifet konusunu tartışırken çeşitli görüşlerden örnekler vermekte, Kaderiye ve Salihiye’den bahsetmektedir. Tanrı’yı bilmenin gerekliliği konusunda Mutezile ve Cehmiyye fırkalarının görüşlerine yer vermektedir. Bilgiyi önce dünya ve din işleriyle ilgili olanlar şeklinde taksim ettikten sonra, felsefî geleneğe uyarak bilginin amelî ve nazarî ayrımına geçmektedir. Buna göre amelî bilgi ahlâk, ev idaresi ve devlet idaresidir. Nazarî bilgi ise ilâhî bilgi, riyâzî bilgi ve tabiî bilgidir.52 Evren ona göre mümkünât denilen varlıklardan ibarettir. Akıl âlemi ve his âlemi olarak iki ayrı âlemin varlığını kabul eden düşünür, Thales, Empedokles, Anaxsagoras, Demokritos, Sofistler, Eflatun ve Aristoteles gibi filozofların görüşlerinden örnekler sunmaktadır. Âlemin cüzlerini anlatırken ay altı âlem ve ay üstü âlemden bahsetmekte, böylece mümkün varlıkları ulvî ve süflî varlıklar olarak ayırmaktadır. Bu konuda Aristoteles, Fârâbî ve İbn Sînâ’ya atıf yapmaktadır. Evren cevher ve arazlardan ibarettir. Filozoflara göre cevher sûret, heyula, cisim, nefs, ve akıl olmak üzere beş kısımdır.53 Fuzûlî tefsir, hadis gibi naklî ilimlerin yanında heyet, felsefe, hendese gibi aklî ilimlerin önemine işaret etmektedir. Özü insan olmayanın gerçek bilgiye ulaşamayacağını dile getiren Fuzûlî, ahlâkla ilgili pek çok konuyu Divan’ında ele almaktadır. Ne vahdet-i vücut felsefesine ne de bir tarikata intisap etmeyen düşünür, Leyla ve Mecnun adlı eserinde sûfiyane aşkı işleyerek, yüksek rütbelere ulaşmak için sezgisel bilginin kaynağının aşk yolu olduğunu anlatmaya çalışmıştır.54

NAİMA 1655-1716 Mezopotamya Halep, Suriye Suriye Tarih Yazarı ilk

EBUBEKİR EFENDİ (EL-EMCEDÎ) 1835-1880 Mezopotamya Şehrizar, Irak Osmanlı İmparatorluğu Kendisi Aslen, Osmanlı Döneminde Kerkük Ve Civarının Bağlı Olduğu Şehrizar Eyaletinin Haşnev Köyünde 1835

ALİ EMİRİ 1857-1924 Mezopotamya Diyarbakır Türkiye Araştırmacı Ve Tezkire Yazarı Mir’âtü’lFevâ’id. fî Terâcimi. Meşâhîri Âmid. Diyarbakır Ulemâ ve Eşrâfı. Türkoloji çalışmaları ve Türk tarihi için en önemli kaynak olan Dîvânu Lugati’t-Türk’ü bulan ve ilim âlemine kazandıran, binlerce yazma ve matbu eser içeren kütüphanesini milletine bağışlayarak kültür tarihimize eşsiz hizmetler eden Ali Emîrî; biyografi alanında da önemli eserler telif etmiştir. Diyarbakırlı -eski ismiyle Âmid-şeyhler, âlimler, ileri gelenler ve şairler ile Diyarbakır’da vazife yapmış devlet adamlarının hayatını anlattığı “Mir’âtü’l-Fevâ’id fî Terâcimi Meşâhîri Âmid” adlı eserini yazarak onları unutulma tehlikesinden kurtarmayı amaçlamıştır. Eserin bilinen tek nüshası müellif hattı olup 138 sayfalık mukaddime kısmı ile 228 varaklık tamamlanmamış “Elif” kısmı, Ali Emîrî’nin kurduğu Millet Yazma Eser Kütüphanesi’nde kayıtlıdır. Söz konusu eserde Ali Emîrî çok meşhur şahsiyetleri oldukça ayrıntılı bir şekilde anlatırken, hiçbir yazılı kaynakta yer almayan isimlerin de günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Ali Emîrî’nin özellikle “Mukaddime” kısmında şehir, belde, kale, çeşme, kütüphane, cami ve medreselerin kuruluş öykülerini anlatması ve bazı sanatlar hakkında ayrıntılı bilgi vermesinden dolayı eser; kültür ve şehir-mimarî tarihi alanında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Mukaddime ve metin kısmı olmak üzere tıpkıbasımlarıyla birlikte iki cilt halinde yayımlanan eserde sözlüğün yanı sıra geniş bir yer-şahıs-eser indeksi de bulunmaktadır. Prof. Dr. Günay Kut tarafından incelemesi yapılan eserin yayına hazırlanmasında Millet Yazma Eser Kütüphanesi, Ali Emîrî Edebiyat, 562 ve Ali Emîrî Tarih, 750 numaralarda

AHMET NAÎM 1872-1934 Mezopotamya Bağdat Irak Müderris Ve

By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Kasım 28, 2016

 

leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler