Çin Dersi

ÇİN DERSİ 2

Bugün Çin’in de içinde bulunduğu Pasifik havzasında Türkler, çok az sayıda ve ithalatçı kimliğiyle var. Örneğin Çin’le ticaret yapabilmenin en iyi kontak noktası olan Hong-Kong’da yüze yakın Türk bulunuyor. Şişe Cam ve Ekinciler gibi bir kaçı dışındakiler, ithalat bağlantı üssü olarak Hong Kong’dalar. Pasifik havzasının Türkiye’nin ihracatı içindeki payı yüzde 6.7 iken, ABD’nin yüzde 32 ve AB’nin dış ticaretteki payı yüzde 26’yı aşıyor.

Yumurtalarının tümünü Avrupa ve Amerika sepetine koyan Türk ihracatçısı, gelecek bin yılın yükselen yıldızı Pasifik’te, özellikle de Çin’de çok büyük fısatlar kaçırıyor. Buraya bir satıp üç alan bozuk yapıdaki dış ticaretimizin aktörlerinin derhal bir anlayış reformuna ihtiyacı var. Bunu da devlet değil, yarını gören, cesur firmalar yapabilir ancak.

Şişe Cam’ın Pasifik bölgesinin başında Levent Ağaoğlu var. Taner’e Hong Kong ziyareti öncesi iki önemli araştırma hazırladı: Pasifik Çağı ve Türkiye başlığında hem Çin pazarını hem de Asya Pasifik pazarını karşılaştırmalı ele aldı. Çok geniş bir kaynak taramasıyla desteklenmiş araştırmayı üç gündür inceliyorum. Bakan Taner’e de verilen bu raporların bence son derece dikkate alınması gerekiyor. Zira 1988’den beri ihracatçı kimliği ile Şişe Cam’ın bölgeden elde ettiği altın kıymetinde bilgiler içeriyor. Kuru ve kitabi rapordan öte, pratikten gelen gözlemlere yer verilmiş.

Ağaoğlu’nun araştırmasının özü şu; Dünyanın yeni dev pazarı bu bölgede oluşuyor. Burada bir çırpıda 1 milyar dolarlık ihracat yapabiliriz. Akdeniz’in dışına çıkamayan Osmanlı, büyük bir fırsat olan Atlantik çağını kaçırdı. Şimdi Pasifik havzası, henüz bakir ve ihracatçılarımızın akınını bekliyor.

Burada özellikle Kobi’lere büyük imkânlar var. Ortak üretimden Çin pazarında ortaklığa dek işler henüz boş. Ancak burası öylesine kolay bir pazar değil. Romanya ve Azerbaycan’a giden türdeki işadamı istemiyor. Kap kaç burada sökmüyor. Zor fakat asla ihmal edilmeyecek bir pazar zira yarının bizzat kendisi.

Her şeyden önce yöreyi, töreyi bileceksiniz Çince konuşmak şart. Çinliler çetin pazarlıkçı. İlişkilerde saygıyı her şeyin üstünde tutuyorlar. Çinli ortak, muazzam bir talep yaratmak demek. Bence üniversitelerimizin Sinoloji bölümlerine daha fazla ilgi göstermeli, özellikle büyük firmalar, Çince konuşan okuyan ve yazan eleman istihdam etmeye başlamalı.

Kobi’lerin birleşip Hong Kong’da büro açmaları şart. Zira ofis giderleri bu metropolde çok yüksek. Belki size anlamsız gelecek ama “abaküs” kullanmayı da öğrenmeye başlasanız iyi olur. Ecel ve HP el bilgisayarıyla dolaşan biri olmama rağmen, buraya ayak uydurabilmek için, İngilizce de bilgisayar da yeterli değil diyorum. Zira 2 bin yıllık Abaküsü en az 1,5 milyar insan kullanıyor, dünyanın en yaygın dilini, özellikle de Mandarinceyi en az 1 milyar insan konuşuyor. Belki de THY’nin buraya direkt uçuşa geçmesi, Pasifik’e açılmak isteyen müteşebbisimize yardımcı olacak.

Bugün Hong Kong’daki resmi temasların en önemli günü. Bir haftalık yoğun program sonunda Türkiye’yi dünya ekonomi zirvesinde ne derece anlatabildiğimizi göreceğiz. Taner ve Camdessus’un toplantısı ise, Ekim ayı IMF ziyaretinin bazik ortamını oluşturacak.

Şeref Oğuz

25 Eylül 1997, Milliyet Gazetesi

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler